SON TÜRBEDAR - FULL FİLM İZLE
Günümüzde 'emanet' ne sıkıcı!
Bu yapım sadece bir sinema filmi değil, arkaplanında çok şey var 'Son Türbedar'ın..
Yavuz Sultan Selim'in, ok atarken hayranlıkla izlediği, öldüğünde yasından günlerce ağladığı, türbesinin örtüsünü elleriyle örttüğü bir muhterem zâtın türbedarını konu edinen ''Son Türbedar'' filmi, bir emanetin bayrak yarışı gibi elden ele uzatılışının hikâyesini anlatıyor. Filmin başrol oyuncusu Çetin Tekindor'un usta oyunculuğu tek başına koca senaryoyu sırtlanmasıyla daha da bir taçlanmış ve senaryo resmen canlanmış.
Rüyalar gerçeğin anahtarıdır
Para talebinde bulunmadan türbeyi bekleyen Bahtiyar, hemen her gece rüyasında türbenin örtüsünün çalındığını gördüğü için son günlerde huzursuz bir halde türbe etrafındaki kalede dolaşıp durur. Cemil ismindeki çocuktan başka halini anlatacak kimi kimsesi de yoktur. Bir gün Cemil'i kalenin etrafında bir başına okçuluk oynarken görür, arkasından yanaşır ve ''Omzunda bir ok var, dur onu alayım'' diyerek oyununa eşlik eder. Sonra sahile doğru iner ve konuşmaya başlarlar. Bahtiyar efendi Cemil'e kabuslarından bahseder.
Cemil de pürdikkat dinler onu. Bahtiyar Efendi, türbenin ona babasından nasıl emanet kaldığını da anlatır. Der ki; ''Bekçiliğin özü sabırdır, bağlılıktır.'' Türbe etrafında bir de tekkenin olduğunu ancak bu emanetin zâi olduğunu, bir yangında küle döndüğünü anlatır. Elindeki emanetlere yani türbeye, örtüsüne ve kitaplara gözü gibi bakmaktan asla bıkmadığından bahseder.
Diriliş nesli emanete sahip çıkacak
Türbe, tekke ve kitap ve örtü... Aslında çok esaslı göndermeleri var filmin. Filmdeki çocuk da diriliş neslini sembolize ediyor kanaatimce. Ben öyle okudum filmi.
Cemil, eve döndüğünde parasızlıktan gözü kararmış balıkçı babasının azarları eşliğinde uyur hemen her gece. Babasının ağı olmadığından balık tutamaz ve sürekli asabî bir halde eve gelir. Cemil'i azarlar, okumasına izin vermeyeceğini yineler ve yatarlar.
Bir gün Cemil ve Bahtiyar efendi uçurtma uçururken antikacı bir üçkâğıtçıyla bir turist türbenin kapısına dayanır. Örtüyü gören turist göz koyar tabi örtüye. Bir üçkâğıt kurarlar.
Cemil ise babasına, Bahtiyar Dede’nin yalnızlığına çok üzüldüğünü ve bazen onunla kalmak istediğini söyler. Bir gece türbedarla kaldığında rüyasında, türbede yatan zâtı, yani Bektaş Subaşı Hazretlerini görür.
Muhterem zât, ona bir ok emanet eder ve ona sahip çıkmasını tembihler.
Emanet ve emanete sadakat üzerinden olaylar gelişir. Devamını ben anlatmayayım dilerseniz siz izleyip öğrenirsiniz..
İnsanın işinin maddi kazanç kaygısından, yatacak yer temini ve devletin kuyruğundan tutma meramından öte meramlara da açık bir yanı olmalı. İşlerimiz biraz da gönül işi olmalı.
Ve emaneti koruyabildiğimiz işler yapmalıyız. "Kalmadı herhalde böyle insanlar" dedirtiyor izlerken. "Ne kadar maaş alacağım, sigortam yatacak mı?’’ gibi sorular sormadan emanettir diyerek fedakârlık eden bir türbedarın serüvenini seyretmek açıkçası epey içlendiriyor insanı.
Başrolde Çetin Tekindor oynuyor. Senaristleri ise Ahmet Efe ve Nurettin Özel. Yönetmenliğini Yücel Çakmaklı yapmış.
Filmde görüyoruz ki; ecdadın mirasında parmak izi, gözyaşı, umut paresi, bir mesaj, anı ve gelecek vaatleri saklıdır. Onlar, emanet bekçileridir ve emanete sahip çıkmak bir Müslüman'a Peygamberimiz (sav)'den kalan en büyük mirastır.
Ve emanetler... Üzerimizdeki emanetler bitmez!
Yorum Gönder